Pelin Topuz
Karakter ve Değer Eğitimi Uzmanı – Sınıf Öğretmeni
Instagram:@oyundili
Oyun; çocuğu çocuk yapan, psikolojik olarak gelişimini destekleyen, gelişimsel dönemleri sağlıklı bir şekilde tamamlamasını sağlayan en temel ihtiyaçtır. Bu sebeple bir çocuğun olmazsa olmazı oyundur! Çocuğun özel durumu fark etmeksizin, oyun olmadan bir çocuğun bulunduğu gelişim dönemini tamamlaması olası değildir. Çocuğun gelişim dönemleri şöyledir:
- Bebeklik dönemi ( 0-2 yaş )
- İlk çocukluk (oyun) dönemi (3-6 yaş )
- İkinci çocukluk (oyun-ilkokul ) dönemi ( 6-11 yaş )
- Ergenlik dönemi (11-18 yaş )
Bebeklik döneminden ilk çocukluk dönemine geçiş ile birlikte oyun çocuğun en temel ihtiyaçlarından biri haline gelmiş olmaktadır. Bebeklik döneminin sonuna doğru ve İlk çocukluk döneminde yani 2-6 yaş arasında çocuğun aynı dönem içerisindeki diğer çocuklar gibi göz kontağı kurmaması, konuşmaması, iletişim kurmaması halinde çocuk otizm tanısı almaktadır. Otizm tanısı alması için bir uzmana başvuru sebeplerimizden birinin oyun olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü normal dışı bir durum olduğunu oyun oynayamamasından, oyun içerisinde doğru iletişim kuramamasından fark edebilmekteyiz.
Oyun öyle bir kavramdır ki asla çocuk ayırmaz. Özel durumu olan çocuk ya da özel durumu olmayan çocuk gibi kategorilere bölünmez. Bu sebeple bir çocuğunuz varsa bulunduğu dönemi oyunla desteklemeniz gerekmektedir. Otizm gibi bir duruma sahip olan çocuk için özel eğitim, kaynaştırma sınıfı, konuşma ve dil terapisi, duyu bütünleme terapilerine ek olarak muhakkak oyunlar oynamalısınız.
Tüm bu yoğun terapi ve eğitimler sonrası eve döndüğünüzde kendinizi oldukça yorgun hissetmeniz çok normaldir. Bırakın çocuğunuz ile oyun oynamayı, yemek yapmak ya da evi toplamak bile gözünüzde büyüyecektir. Ancak, her türlü durumdan oyun yaratabileceğinizi, oyun oynamak için oyuncaklara ihtiyacınız olmadığınızı bilmenizi isterim.
Günlük ev içerisinde yaptığınız işleri, yemek yapmak, oda toplamak, çamaşır yıkayıp asmak ya da duş almak gibi aktiviteleri oyunlaştırabilirsiniz. Oyun, çocuklar için en temel iletişim araçlarından biridir ve bu temel ihtiyacı desteklendiği zaman otizm durumundaki temel sorun olan iletişimsizliğin de azalmasına yönelik iyileştirici adımlar atmış olacaksınız.
Çocuğunuz için çabaladığınız bu süreçte ebeveyn olarak sizi iyi hissettirecek bir rutin oluşturmayı asla unutmamalısınız. Bu rutin belki her sabah bir arkadaşınızı aramak, her akşam duş almak, bir kahve içmek vs. olabilir. Sizin iyi hissetmeniz çocuğun daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Bunu lütfen unutmayınız, hatta görebileceğiniz bir yere ‘‘ Ben iyi hissedersem çocuğum daha iyi hissedecek!’’ yazabilirsiniz. Kendimizi tüketene kadar fedakarlık yapmak bazen yarardan çok zarar getirmektedir. Çocuğunuzla daha çok oyun oynamak, ona daha faydalı olmak istiyorsanız günde en azından 15 dakikayı kendinize ayırmalısınız. Çocuğunuzla bu rutinler aracılığıyla kurduğunuz bağ pekişecek, kaygı veya stres durumlarda ihtiyacı olan o güven duygusunu bu tarz temaslarla edinecektir. Ama en önemlisi de, çocuklar ebeveynlerinin duygu durumlarından oldukça etkilenmektedirler. Bu nedenle sizin iyi olmanız, onların da iyi olmasını sağlayacaktır.
Peki bu oyun tam olarak nedir, evreleri nelerdir?
Parten’in sosyal oyun sınıflandırmasına göre oyun, ilkel sosyal davranışlardan işbirlikçi sosyal davranışlara doğru bir gelişim göstermektedir. Oyun Parten tarafından 5 aşamada ele alınır:
- Tek Başına Oyun
- Oyunu İzleme
- Paralel Oyun
- Birlikte Oyun
- Kooperatif Oyun
Piaget (1962), çocukların oyunlarını, zihinsel gelişime paralel olarak 3 aşamada açıklamıştır:
- Alıştırmalı Oyun (İşlevsel oyun- Duyu motor dönem)
- Sembolik Oyun (Taklit simgesel oyun )
- Kurallı Oyun
Yukarıda iki farklı bilim insanlarının oyunu farklı şekillerde dönemlere ayırdığını görmekteyiz. Dönemlerin isimleri ne olursa olsun çocuk mutlaka her dönemi yaşamalı ve her dönemi tamamlamalıdır. Farklı zamanlarda farklı tanımlarla karşılaşmış olsak da her zaman vurguladığımız şey, sağlıklı bir gelişim süreci içerisinde oyunun oldukça önemli bir etkiye sahip olduğu durumudur. Çocuğun özel bir durumu olsun ya da olmasın, özellikle çocukluk dönemini sağlıklı şekilde tamamlaması ve bir sonraki gelişim evresi olan ergenlik dönemine geçiş açısından oyunlarla bir arada büyümesi önemlidir. Yeterli şekilde temas alan, hem fiziksel hem de psikolojik ihtiyaçların karşılandığını gören çocuk, ergenlik döneminde de daha rahat iletişim kurarak, bu evreyi hem kendisi hem de ebeveynleri açısından daha rahat geçirebileceğini söylemek mümkündür.
Bir sonraki yazımda Parten’in ve Piaget’in oyun aşamalarını ayrıntılı bir şekilde sizlerle paylaşacağım.
Oyunla ve Sağlıkla Kalın.