K. Serdar Ateş
Eğitim Uzmanı – Yazar
Instagram: @kserdarates
Dünyanın ve ülkemizin içinden geçmekte olduğu bu zor günlerde, alınan tedbirler gereği evlerimizde kalmakta ve günlük yaşamımızı normalin dışında ve alışık olmadığımız bir biçimde konutlarımızın içine sıkıştırmak durumundayız. Yetişkinler olarak bizlerin bile çok fazla etkilendiğimiz bu “yeni yaşam biçimi” gerek normal gelişim gösteren gerekse de özel eğitim gereksinimli çocuklarımızı da birçok anlamda olumsuz biçimde etkilemektedir.
Okul öncesi ya da okul çağındaki, normal gelişim gösteren çocuklarımız çeşitli eğitim materyalleri, görsel destekler, oyun arkadaşlığı gibi enstrümanlar aracılığı ile yeterli olmasa bile, ev içerisinde bir şekilde günlük yaşamın bu yeni biçimine olabildiğince uyum sağlamaya ve alışmaya çabalamaktadırlar.
Oysa özel eğitim gereksinimli ve özellikle de otizmli çocuklarımız bu süreci tüm diğer çocuk kategorilerinden daha zorlu ve sorunlarla dolu biçimde yaşamaktadırlar. Otizmli bireyler her şeyden önce “rutinlerine son derece bağlı” bireylerdir. Bu nedenle ev içerisine sıkışıp kalan bu yeni yaşam biçimi ile değişen birçok alışkanlık ve hareket biçimleri, onların günlük yaşam ritimlerinin ve dolayısı ile rutinlerinin büyük ölçüde değişmesi ve farklılaşmasına neden olmaktadır. Bu durum değişen her bir rutin ile birlikte, yeni sorunları da ortaya çıkarmakta ve ailelerin hem yeni yaşam biçimine kendi uyumları, hem de otizmli çocuklarının bu sürece adapte edilmesi açısından yük ve zorluklarını bir kat daha artırmaktadır.
Pandemi nedeni ile alınan ve alınacak olan tedbirlerin ne olacağı ve ne kadar süreceği ile ilgili kesin bilgilere sahip olmadığımız gerçekliği göz önüne alınırsa; ailelerin otizmli çocukların evde geçirecekleri bu zorunlu zamanları, hızlı biçimde yeniden değerlendirerek işe yarar önlemler almalı, yeni düzenlemelere gitmelidirler. Evde geçirilen zaman bir bütün olarak “eğitim yaşantısına” çevrilmelidir. Bunun en doğru ve anlamlı yolu ise “oyun etkinlikleri” dir. Bir başka deyişle ev hayatını bir oyun alanına çevirmek; yaşamı oyunlaştırmak ve otizmli bireyin eğitim etkinliklerini oyunların içerisine dahil etmektir. Eğitimi oyuna, oyunları eğitime dönüştürerek günlük yaşamı yeniden biçimlendirilmek zorundayız.
OYUN ETKİNLİKLERİ İÇİN ÖNERİLER:
Evde yapılacak etkinlik ve oyunların, eğitime hizmet edeceği gerçekliğinden hareketle, başlangıçta çocuğunuzun “eğitimsel önceliklerine” göre bir planlama yapmalısınız: Oyun etkinliklerinin, çocuğun yeterlilik ve sınırlarını aşmamasına, onu zorlayacak ve bıkkınlık ya da yetersizlik duygularına kapılmasına neden olacak ölçüde zor ve ilgi alanı dışında olmamasına özen göstermelisiniz. Bu planlamayı aile bireylerinin tümünün katılımı ile yapmanız daha verimli olacaktır.
Otizmli çocuğunuzla yapacağınız her türlü oyun etkinliğinin temel hedefinin iletişim becerilerinin geliştirilmesi olduğunu asla unutmayınız. Bu nedenle oyun etkinliklerini planlarken çocuğunuzun ilgi ve beğenilerini, onu rahatlatan ya da huzur eden etmenleri çok iyi değerlendirip etkinlik planlamasına bu noktadan başlamalısınız. Duyusal hassasiyetleri düşük ya da yüksek olabilen otizmli bireylerin rahat ve rahatsız olabilecekleri ortamlarda olmaları, eğitimden faydalanma düzeylerini direkt etkileyecektir. Oyun aracılığı ile yapılacak öğretim faaliyetinin, örneğin yüksek sese karşı tepkiselliği ve aşırı duyarlılığı olan bir çocuk için, mutlaka onun kabul edebileceği bir ses düzeyine sahip bir ortamda gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Otizmli bireylerde sıklıkla görülen ve eğitim ortamlarına uyumu güçleştiren “kendi kendini güdüleme” davranışlarının, oyun yolu ile aşılması da bir başka hedef olmalıdır: Işıklar, nesneler, sesler normal dışı etkiler ya da tepkilere neden olduğundan, oyunlar ve kullanılacak oyuncaklar mutlaka bu hassasiyetlerini dikkate alarak seçilmelidir. Kendi kendini güdüleme davranışını tetikleyecek, devamını sağlayacak oyun ve oyuncaklar yerine; bunları azaltacak, başka ve istenilen davranışlara yönlendirecek ve giderek sona erdirecek oyun ve oyuncakların seçilmesi gerekmektedir. Sonuçta bir eğitim etkinliği olarak kabul etmemiz gereken oyunun da amacı, yeni bir şey öğretmekle birlikte var olan problemli davranışları da azaltmak olmalıdır.
Onlar özelikle dönen nesneler uzun süre bakmak, nesneleri elinde sallamak ve döndürmek, ellerini ve parmaklarını sürekli sallamak ve belli şekillerde hareket ettirmek, parmaklarını gözlerinin önünde sallamak ve bunun gibi sayısız duyusal güdüleme davranışı sergileyebilmektedirler. Bu görsel uyarım ihtiyacını oyun planlamak için kullanmak amacı ile ışıklı çubuklar ve lambalar, el fenerleri, ışık saçan anahtarlıklar, mıknatıs içerikli silinebilen yazı tahtaları, dürbün, kurmalı oyuncaklar kullanılabilir.
Mırıldanmak, dilini şaklatarak sesler çıkarmak, nesnelere dokunarak ya da vurarak sesler çıkarmak, otizmli bireyleri işitsel uyarımlarla ilgili diğer bir özellikleridir. Problemli davranışlar haline gelmiş olabilecek bu tür uyarım ihtiyaçlarının azaltılması için ise konuşan oyuncaklar, ziller, düdükler, müzik kutuları, oyuncak müzik aletleri, sürüklenip bırakıldıklarında ses çıkaran oyuncaklar seçilmelidir.
Otizmli bireyler ayrıca kendi vücudunu okşama, elleme, sıkıştırma ya da parmaklarını ağzına sokma, yalama ve bunun gibi dokunsal uyarım sağlayan davranışlar da sergilemektedirler. Bu noktada onların elde etmek istedikleri bu dokunsal uyarımı azaltacak ve yer değiştirecek olan; ipli oyuncak balık oltası, ipli ya da parmağa takılan kuklalar, kendi giysilerinden yapılmış oyuncaklar, dokunsal olarak hoşlandıkları tekstil ve plastikler gibi nesneler kullanılabilir. Bu tür oyuncaklar çocukla birlikte yapılıp kendisinin renk ve doku seçimine de yer ve imkân verilirse çok daha işlevsel olabilecektir.
Vücudunu belli bölgelerini belli pozisyonlarda tutma, parmakları üzerinde ya da at pozisyonunda yürüme, kafasını öne ya da arkaya eğerek yürüme ve bunun gibi vücudun uyarılmasını sağlayan ve otizmli bireyin duyusal tatminine hizmet eden davranışların da yine oyun yöntemi ile azaltılması söz konusu olabilir. Bu amaçla ev içerisinde yapılacak oyun etkinliklerine bu vücut uyarılmalarının yönünü değiştirecek oyuncaklar, nesneler de eklemelisiniz. Bu nesne ve oyuncaklar çocuğunuzun yaptığı hareketi başka yöne doğru çevirecek, elde ettiği duyusal uyarımı tekrar yerine farklılaştıracak bir işlevde olmalıdır: Egzersiz için kullanılan oyun ve terapi topları, dönen koltuklar, hamak ve salıncaklar, küçük trambolinler, merdaneler, içinde ve üstünde dönülebilecek nitelikte silindirik nesneler bunlara örnek olarak verilebilir.
Elbette bu oyun ve oyuncak uygulamalarının kendi içinde olumsuz yanları ortaya çıkabilecektir: Bunların başında çocuğunuzun oyun ya da oyuncağı reddetmesi ve istememesi gelir. Bu durum üstesinden mutlaka gelinmesi gereken bir olgudur. Başlangıçta çocuğunuz oyunun kuralları, nesnelerin durumu ve diğer nedenlerden dolayı sizinle iş birliğinden kaçınma yolunu seçebilir. Oyun sırasında almak zorunda kalacağı sorumlulukları reddedebilir. Sabırla ve çocuğunuzun bireysel özelliklerini de dikkate alarak; gerekli özendirme ve pekiştireç unsurlarını kullanarak bu tehlikeyi bertaraf etmelisiniz.
Benzer bir sorun durumun tersi için de geçerlidir: çocuğunuz kullandığınız oyuncağı takıntı haline getirerek ondan aldığı duyusal uyaran nedeni ile sürekli aynı oyuncakla oynamayı ve diğer etkinlikleri reddetmeyi seçebilecektir. Bu nedenle farklı oyuncakların farklı zaman ve sürelerde kullanılması dikkat etmelisiniz. Gün aşırı ya da haftalık periyotlar çocuğunuzun özelliğine ve eğitim planınıza bağlı olarak kararlaştırılmalıdır. Bir oyuncağı sürekli kullanımda tutmak onun eğitimsel işlevini de ortadan kaldıracaktır aynı zamanda. Eğer herhangi bir oyuncağa böylesi bir bağlanma eğilimi görürseniz, hızlı bir kararla o oyuncağı bir pekiştireç nesnesi haline getirin. Ve eğitim amaçlı olarak o oyuncağı artık bir ödül olarak kullanın. Kendiliğinden pekiştireç haline gelmiş olan bu tür oyuncaklar özellikle hedef davranışların gerçekleştirilmesi için sizlere önemli ölçüde avantaj sağlayacaktır.
UNUTMAYIN:
- Ev bir eğitim ortamıdır.
- Oynayacağınız oyunlar aynı zamanda birer eğitim modelidir.
- Oyunların çocuğunuzun eğitim ihtiyaçlarına uygun olmasına özen gösterin.
- Oyunların çocuğunuzun çevresine karşı ilgi uyandıracak nitelikte olmasına dikkat edin.
- Oyunların içerisinde dil, kas, motor, bilişsel yeterliliklerin gelişimine hizmet edecek yapılandırılmış etkinlikler olmalıdır.
- Oyun taklit becerilerinin de en doğru ve etkili biçimde öğretilebileceği bir modeldir.
- Oyun etkinlikleri ile çocuğunuz nesne ve olaylar hakkında hem dikkat geliştirecek hem de bilgi edinebilecektir.
- Oyun sayesinde çocuğunuz zamanla bağımsız yaşam becerileri geliştirmeyi öğrenecektir. Bu sayede çevresine olan bağımlılığı azalacak ve kendisine olan güveni artacaktır.
- Tüm eğitim etkinliklerinde olduğu gibi oyun etkinliklerinde de uygun pekiştireçleri doğru biçimde kullanmayı unutmayın.