Fatoş Karaoğlu
Instagram: @_fatos_karaoglu_
fts.karaoglu44@gmail.com
Özel çocuğu olan anne demek; tek kanadıyla uçmayı becerebilen kuş demektir. Özel çocuğu olan anne demek; inceldiği yerden kopmasına izin vermeden, her daim sıkıntılarla savaşmayı bilen güçlü kadın demektir. Özel çocuğu olan anne demek; ‘beceremezsem’ diyerek vicdanının üzerinde dağları taşıyan anne demektir. Özel çocuğu olan anne demek; ruhu yaralarla dolu, gönül bahçesi talan olmuş kadın demektir. Özel çocuğu olan anne demek; her zorluğa rağmen dimdik ayakta duran seçilmiş merhametli kadın demektir.
Özel çocuğu olan annelerin genelde eksikliği tamamlanamayan buruk bir yüreği olur. Bazen içinizdeki sıkıntıları anlatmak istersiniz, lakin nereden başlayacağınızı bilemezsiniz. Ağzınızı açsanız herkes size ‘abartıyorsun’ gözüyle bakar. O anda tüm cümleleriniz devasa bir kördüğüme dönüşür ve susarsınız. O zamanlar sıkıntılar insanın içinde birikir birikir ve aşılması güç dağlar kadar büyük olur. İnsanın anlatamadığı içinde biriktirdiği çaresizlikler zamanla ruhunda büyük fırtınalar kopmasına neden olur. Aslında bu zor günlerde özel çocukları olan annelerin ihtiyaç duydukları tek mucize; sevgidir. Sevgi demek arştan yürek bahçesine düşmüş tohumun, yeşerip ruhumuzu sarıp sarmalaması demektir. İnsanın ruhunda sevgi eksikse; bedeni viran olmuş eve benzer. Çoğu zaman insanlar bedenlerinin içinde birden fazla ruh taşır. Mesela özel çocuğu olan annelerin iki tane ruh dünyası vardır. Biri herkesin bildiği gülenle gülen herkese her şey yolunda tebessümü bırakan, diğeri de kimsenin anlayamadığı derdiyle kuytu köşelerde bir çıkış arayandır. Bu durumu en çok yaşayanlar otizmli çocuğu olan annelerdir. Otizmli çocuğu olan annelerin en önemli sıkıntılarından biri çocuklarının zihinsel engelli olarak görülmesidir. Fakat otizm bir zeka geriliği değildir. Otizmli çocukların iletişim sıkıntısı vardır fakat iyi bir eğitimin ardından onlar için sosyalleşmeye olanak sağlanmalı, ‘eksik olan birey’ muamelesi yapılmamalı. Bu durumu, bilgisi az merhameti acıma sanan insanlar onları isteseler de anlayamaz. Özel çocuğu olan anneler çocuklarını evden dışarı çıkartmak istediğinde sorunlar başlıyor. Eğer otizmli çocuk parkta istem dışı bir hareket yapsa, etrafındaki kişiler çocuğa zararlı bir madde gibi bakarak uzaklaşıyorlar. O vakitlerde anneler üzülerek otizmli çocuğunu alıp ortamı terk etmek zorunda kalıyor. “Başkalarının ne düşündüğü kimin umurunda” deseniz bile kendinize içinizde bir ukde kalır. Keşke demek insanın canını hiç bu kadar acıtamaz.
Özel çocukları olan annelerin umudu, ümidi, beklentisi, dileği evladının diğer çocuklar gibi sevilen sayılan ve toplumda ötekileştirilmeden yaşayan bireyler olması. Belki bu bir mucizedir. Zaten herkesin mucizeyi bekleme şekli faklıdır. Kimi altın tepside kimi gümüş tepside, kimisi de alnında duran bir damla terde. Lakin yüreğinde kanayan yarası olan anneler için mucize evladının kokusudur. Özel çocuklar Allah’ın bahşettiği en güzel emanetlerdir…