Makbule Sungur
Uzm. Çocuk Gelişimi ve Eğitimcisi
Instagram: @makbuleyamansungur
Otizm spektrum bozukluğu (OSB), sosyal iletişim ve etkileşimdeki belirgin ve sürekli yetersizliklerin klinik açıdan var olduğu, sınırlı ilgi alanı ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize, bireyin günlük yaşam becerilerini gerçekleştirmede sınırlılıklara sebep olan yaygın nöro-gelişimsel bir bozukluktur (APA, 2013). Yapılan son araştırma sonuçlarına göre otizm görülme oranı 1/54 olarak tespit edilmiştir. OSB’nin erkek çocuklarda kız çocuklara göre 4-5 kat daha fazla görüldüğü ve son birkaç yılda prevalansının her yıl % 10-17 arttığı görülmektedir (Yeniçeri, 2020). OSB’nin etyolojisi net olarak bilinmediği için kesin bir tedavi yöntemi de henüz yoktur. En önemli etkinin vakaların erken dönemde tespit edilmesi ve uygun müdahalelerin yapılması ile elde edilebileceği düşünülmektedir. Bu bağlamda, ailelerin ve çocukla yolu kesişen her uzmanın, çocukların gelişiminde ortaya çıkabilecek farklılıkları tespit edebilmeleri için, çocukları çok iyi gözlemlemeleri ve değerlendirmeleri gerekmektedir. Tipik gelişimi bilmek, atipik gelişimi fark etmek için önkoşul niteliğindedir. OSB’li çocuklarda görülen erken dönem belirtilerini bilmek, vakaların tespitini hızlandırarak müdahale programlarının etkililiğini artıracağı için, büyük önem taşımaktadır.
Erken müdahaleyi gerçekleştirebilmek için, öncelikle bireyde görülen gelişimsel farklılıkları tespit etmek gerekmektedir. Keogh & Sugden (1985) gelişimi; zamanla bireyin beceriye ilişkin uyumsal değişimler kazanması olarak tanımlamıştır. Gelişim her canlı da bireysel farklılıklar göstermekle beraber, belli bir düzen ve sıralama ile ilerlemektedir. Çocuk ile karşılaşan her uzmanın ve ailelerin tipik gelişimi ve otizm spektrum bozukluğunun erken dönem belirtilerini bilmesi, işleyişteki en önemli unsurdur. Tipik gelişimi bilen ebeveynler, çocuklarında yolunda gitmeyen bir durum olduğunda, bir uzmana başvurarak çocuklarının gelişimsel değerlendirilmesi açısından ilk adımı atacaklardır. Bu bağlamda her çocuğun faydalanabileceği bir gelişimsel izlem ve tarama modelinin önemi yadsınamaz. Özellikle birinci basamakta yer alması gereken gelişim izlem birimlerinde, bir çocuk gelişimi uzmanı tarafından üçüncü aydan başlayarak, yaşamın ilk iki yılında belli aralıklarla çocukların izlenmesi, erken tanılama ve müdahale için çok büyük bir önem ve görev arz etmektedir. Ülke genelinde her çocuğa ulaşılabilecek bir gelişimsel izlem programı ile; çocukların rutin değerlendirilmesi, olabilecek gelişimsel gecikmelerde erken müdahale yapılabilmesi, ailelerin bilgilendirilerek çocuklarının gelişimine ev uygulamaları ile destek sağlanması ve tanılama gerektiren bir durumda nereye ulaşacakları konusunda yönlendirilmelerinin sağlanması mümkün olabilecektir.
Erken dönem OSB belirtilerinin bilinmesi çocuğun bu yönde daha dikkatli gözlemlenmesini sağlayacağı için çok önemlidir. OSB’nin erken dönem belirtileri;
- 6 ayı geçmesine rağmen başkalarına gülümsememek,
- 9 ayı geçmesine rağmen başkalarının ses ya da mimiklerine, benzer ses ve mimiklerle karşılık vermemek,
- İlk 12 ay boyunca nesneleri göstermeme/işaret etmeme, agulamamak ve bay bay gibi jestleri yapmamak,
- 1.5 yaşını geçmesine rağmen iki kelimeli cümle kuramamak,
- Başkaları ile göz teması kurmaktan kaçınmak,
- Hangi ayda olursa olsun dil gelişiminde ve sosyal gelişimde gerileme göstermek,
- Adına tepki vermemek ve kendisine adı ile seslenildiğinde dönüp bakmamak,
- Yalnız kalmayı tercih etmek,
- Günlük hayatındaki değişikliklere aşırı tepki vermek,
- Bir oyuncağa/nesneye beklenmedik şekilde bağlanmak,
- Kolları çırpma, sallanma, dönme gibi takıntılı davranışları sergilemek olarak sıralanmaktadır (Aksoy ve Şahin, 2020).
Bebekler ilk olarak, annelerinin ya da birincil bakıcılarının varlığını algılar ve zamanla bu kişilerle iletişim-etkileşim kurarlar. Çocukların zamanla birincil bakıcılarını diğer kişilerden ayırt ettikleri ve göremediklerinde tepki göstermeleri tipik gelişimde beklenen bir dizi beceridir. Oysaki OSB’li bir bebek annesini tanımıyor, annesi ile çevredeki diğer kişiler arasında bir fark yok gibi davranabilmektedir. Normal gelişimde bebeklik döneminde ilk dil becerileri ağlamanın çeşitliliği, istekleri ağlayarak belirtmeleri ile başlamaktadır. OSB’li bebeklerin ise daha az ağladıklarını, mızmızlanmadıklarını, dış dünyadan kopuk ve uyaranlara duyarsız olduklarını söylemek mümkündür (Bodur-Soysal, 2004). Göz teması kurmama ve konuşanın yüzüne bakmama, OSB’de en bilinen ve kolay fark edilen erken dönem belirtilerindendir. Sosyal gülümsemenin olmaması, OSB’de görülen bir diğer sınırlılıktır. OSB’li bebekler etrafındaki sesleri duymuyormuş gibi kayıtsız kalabilirler ve isimlerine tepki vermeyebilirler. Bu nedenle birçok aile, çocuklarında ilk olarak bir işitme probleminden şüphe duymaktadır. Fakat bu durumun çocukların sosyal yetersizliklerinden kaynaklandığı bilinmektedir. OSB’li bebeklerin daha az sesletim yapmaları, babıldamanın gecikmesi ya da babıldamadaki ses çeşidinin az olması ve ismine tepki vermemeleri de erken dönemde fark edilebilecek belirtilerdendir (Bodur ve ark., 2006). Ayrıca genellikle uslu bebek oldukları, öpülmeye, okşanmaya, kucaklanmaya ve sevilmeye karşı tepkisiz kaldıkları bilinmektedir (Akdemir, 2010). Ortak dikkat kuramama da OSB’nin erken dönemde fark edilmesinde önemli bir belirtidir. 9-12 ay arasında çocuklar göstermek istedikleri şeyleri parmaklarıyla işaret ederler. OSB’li çocukların bu beceriyi yapmakta yetersiz kalmaları ebeveynleri ile ortak dikkat kuramamalarından kaynaklanmaktadır. OSB’li bebeklerde dikkat çeken bir diğer belirti, fiziki muayene ile tespit edilebilecek hipotoni ve postür bozukluğudur. Varolan bu fizyolojik durum yaşamın ilk iki yılında ortaya çıkan ince ve kaba motor becerilerde sınırlılıklar ve geriliklerle de kendini göstermektedir. OSB’li çocukların normal gelişimde 1 yaş civarında görülen bay bay yapma, alkış yapma gibi jest kullanımlarının ve taklit yeteneklerinin yetersiz olduğu dikkat çekmektedir. OSB’de duyusal hassasiyet ek gıdaya geçildiğinde farklı yapıdaki (pütürlü-pelte-katı) yiyecekleri reddetme ile kendini göstermektedir. OSB’li çocuklarda belli nesnelere karşı aşırı ilgi, oyuncağın bir kısmı ile oynama, aynılıkta ısrar, tekrarlayıcı oyunlar oynama ve nesne keşiflerinde değişik incelemeler görmek mümkündür. Ebeveynin oyun ve iletişim-etkileşim çabalarını görmezden gelme yine erken dönemde fark edilmesi mümkün OSB belirtileri arasındadır (Mukaddes-Dursun,2018).
OSB doğuştan itibaren var olan bir nöro-gelişimsel bozukluk olması nedeniyle ilk belirtilerin bebeklik döneminden itibaren gözlemleneceği bilinmektedir. Werner, Dawson, Munson ve Osterling (2005)’in yaptıkları çalışmalarda ebeveynlerin çocuklarındaki gelişimsel gerilikleri doğumdan sonraki ilk 2 yıl içinde fark ettiklerini ortaya koymuşlardır. De Giacomo ve Fombonne (1998)’nin çalışmalarına göre de ebeveynlerin üçte biri çocuklarının atipik özelliklerini bir yaş öncesinde fark etmelerine rağmen gerçek endişelerinin bir ve iki yaş arasında arttığını tespit etmişlerdir.
Sevgili ebeveynler çocuklarınızın gelişimlerini dikkatli izleyiniz. Karşılaştığınız aksaklıklar için alan uzmanlarına mutlaka danışınız. Her ötelediğiniz zaman, çocuğunuza ve size yaptığınız bir haksızlıktır. Unutmayınız ki erken müdahale hayat kurtarır.