İçeriğe geç

Büyüten Fırtına


Dilek Bozkurt
Otizmli Kız Çocuk Annesi – Sosyolog
Instagram: @didenboz


Dışarda fırtınanın koptuğu bir güne uyandım. Yer yerinden oynuyor hoyrat rüzgar esiyor ve kuşbakışı gördüğüm limandaki  gemiler bir sağa bir sola sallanıyordu. Sokak direklerine tutunmaya çalışan insanlar vardı. Bugün bahar serinliğinin yayıldığı sabaha uyanmadım.

Bir süre seyir halinde baktım pencereden insanlara, tutunma gayretlerine! Tam olarak on yıldır bu gayretin içindeyim; şimdi beni daha iyi anladınız mı, diye serzenişte bulundum. Onlar kadar acımasız da değildim. Kapıma kadar gelip yardım isteyecek olsa birisi içeri buyur edecek vaziyetteydim.

Bir an için ayrıldım pencerenin kenarından ve mutfağa gittim. Sıcak çikolata hazırladım kendime. Oturdum mutfakta ve büyük bir fincana koyduğum çikolatamdan yudumladım. Aklımda hâlâ dışarda fırtınaya yakalanmış insanlar vardı! Mutfak penceresine yöneldim, insanlara bakmaya devam ettim. Bu insanların hepsi fırtınaya hazırlıksız yakalanmıştı besbelli… Eğer bugün ben de dışarı çıkmak zorunda kalmış olsaydım, onlarla birlikte şu dakika bu gayreti gösteriyor olacaktım.

Bugün fırtına çıkacağını gece haberleri vermiş miydi? Verildiğini bildikleri halde tedbirsiz mi davranmışlardı, yoksa bu duruma çaresiz mi bırakılmışlardı?

Peki insanlar fırtınaya karşı uyuyabilir miydi? Evet, her ziyan bir öğüttü belki, fakat insan nihayetinde neyle karşılaşacağını bilemezdi, eğer bunu tecrübe etmediyse, önceden bu durum hiç adil görünmüyordu…

On yıldır biriktirdiğim çaresizliğim, kurtulamadığım acıların duygusal zehrinden arınma ya da kaçma eylemi gibiydi sorularım. Benliğim camın ötesinde  gördüğü gayret karşısında, istemsizce kendine yer bulmaya çalışan, varoluş çabası içindeydi.

Akıp giden son on yılın bazı bölümlerinden kesik kesik kareler uçuşuyordu zihnimde… Zamana karşı direncimi hatırlatıyordu âdeta.

Direncimi daha da güçlendirmek için mutfaktan çıkıp kızımın odasına yöneldim. Deniz’ime baktım, uyuyordu hâlâ… Çok masumdu uyurken ve uyanıkken de hep böyleydi. Bana emanetti !

Deniz doğduktan sonra, ona dünyayı anlatmayı planlıyordum. Olması gerektiği gibi. Gerisini yorumlanmasını hayal gücüne ve kendi benliğini oluşturma yolundaki keşfine bırakacaktım. Böyle olmalıydı! Yaşayacak, deneyimleyecek, yorumlayacaktı…. Kendi keşif yolculuğumuzda, hepimiz bu yoldan geçerek daha iyi anlamadık mı hayatı?

İşler tersine döndü, Deniz doğduktan 1,5 yıl sonra!


Dünyayı Deniz’e değil de, Deniz’i dünyaya anlatma çabasına girdim. Haklarını anlatabilmek, alabilmek adına mücadelede buldum kendimi.

İçlerinde barındırdıkları sayısız kimlik ve kişiliklerin sahibi insanlara bizim varolduğumuzu, benliğimize saygı duymaları gerektiğini hatırlatır oldum. İlk zamanlar çoğunlukla öfkeliydim…

Eğer tarifi olsaydı mağduriyetlerimizin ya da dili olsaydı ahlarımızın, çok fiyakalı cümleler kurmaya da gerek yoktu hani, yine de anlaşılırdık bir şekilde insan yönünüz ağırlıkta olsaydı  sizinde…

Fakat ne yazık ki insanoğlu bizi sosyal yaşamın içerisinde yük görmeyi seçti. Bu en kolay yoldu, izole et ve kurtul !

İçlerinde istisna özel ruhlar da vardı ve onlar hep iyi ki olarak kalacaklardı…

Gün geçtikçe kendi içimize kıvrılan, kapalı bir yaşama hapsolmamızı isteyenler çoğunluktaydı, ve tâbi ki biz bunun tam tersini yaptık. İlk zamanlar bize tahammül edemeyen insanlara karşı atarlı çıkışlarımdan da arındım.

Dünya ölümlü, gün akşamlı diyen atalarımızın öğütlerine kulak verdim ve edebi edepsizden öğrendim.

Derken Deniz’in sesi gelmeye başladı. İvedilikle çıktım kafamdaki koşuşturduğum anılar sokağından. Deniz’in odasına geldim, yanına doğru kıvrıldım, şarkı söylüyordu; ‘tek dileğim senin için, gülüşün hiç sönmesin nereye gidersen git seninleyim- se ninnnn le yimmm’ .

Şarkı seçimin zamanlama açısından harika Deniz, dedim mıncık mıncık oynaş, koklaş, şarkıyı birlikte söyledik. Zaten birlikte şarkı söylemeye bayılırız biz.

Deniz benim için bu dünyadaki var olan kurtarılmış bölge, bunu her geçen gün daha derin hissediyorum. Kendimi bulmam için, sahip olmam gereken mucize! Nefes…

guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments